Avrupa memleketleri arasında gönderilen mektupların tümünün uçak postasıyla gitmesi
sonu/hezimeti yakın, işi bitmiş, ümit kalmamış.
He realized it was all up with him when the search party began to close in.
It's all up with us: Hapı yuttuk! yandık! mahvolduk!
(a) bitkin/yorgun bir halde, yorgun argın, (b) hepsi hazır, (paket vb.) hepsi sarılmış/yapılmış.
bütün hileleri bilmek
Verb
bütün zamanını almak
Verb
bütün iddalarından vazgeçmek
Verb
bütün talep haklarından vazgeçmek
Verb
bütün ümidini yitirmek
Verb
bütün malını mülkünü elden çıkarmak
Verb
müflisten vâki olacak bütün taleplerden vazgeçmek
Verb
müflisten vaki olacak bütün taleplerden vazgeçmek
Verb
bütün kârları silmek ip süpüren zarar
cesaretini ele almak
Verb
bütün gücünü toplamak
Verb
gücünü kuvvetini toparlamak
Verb
evlerini her türlü konforu haiz yaptılar
Noun
bütün erzakını tüketmek
Verb
bütün depoyu tüketmek
Verb